Sorumuzun cevabı aslında vücudumuzun karmaşık sinir sisteminde ve beynimizin bilinmezlikleri içinde yatıyor.
Kalbin kendine özgü çalışma biçimi ile hissedilen bu ağrının nedenini öğrendikten sonra vücudunuzun verdiği sinyallere daha yakından bakacaksınız.
Kalp krizinin sinir sistemi üzerindeki etkisi
Kalp krizi, kalbe giden kan akışının kesilmesi veya ciddi şekilde azalması durumunda meydana geliyor. Bu durum da kalp kasına zarar veriyor ve vücutta belirgin semptomlar oluşturuyor.
Kalbin kas dokusundaki oksijen eksikliği, sinir sistemine alarm sinyalleri gönderiyor. Fakat beyin, her zaman bu sinyallerin kesin kaynağını tespit edemez durumda. Buna da “yansıyan ağrı” deniyor.
Yansıyan ağrı, beynin gelen sinyalleri yorumlarken karışıklık yaşadığı durumlardan kaynaklanıyor.
Kalpten gelen sinyallerle; omuz, boyun ve kol bölgesindeki sinirlerden gelen sinyaller aynı yollardan beyne taşındığı için beyin bazen ağrının kaynağını yanlış anlar pozisyona düşüyor. Bu yüzden kalp krizi geçiren bir kişi sol kolunda ya da omzunda ağrı hissedebiliyor. Bunun sebebi de beynin sinir ağlarındaki sinyalleri tam olarak ayırt edememesi.
Hangi kol ve kimler risk altında?
Genellikle sol kolda hissedilse de bazen sağ kolda veya her iki kolda birden de görülebilir. Kol ağrısının şiddeti de kişiden kişiye değişiklik gösterebiliyor. Kadınlar, yaşlılar ve diyabet gibi kronik hastalığı olan kişilerde ise belirtiler farklı şekillerde ortaya çıkabiliyor ve kol ağrısı daha belirsiz hissedilebiliyor.
Kol ağrısının yanı sıra kalp krizinin başka belirtileri de var.
Kalp krizinin en yaygın belirtileri arasında göğüs ağrısı, nefes darlığı, mide bulantısı ve soğuk terleme bulunuyor. Kol ağrısının bu belirtilerden biri veya birkaçıyla eşlik etmesi durumunda, şikâyetlerin ciddiye alınması ve hemen tıbbi yardım çağırmak gerekiyor.
Kol ağrısı, kalp krizinin sık görülen ancak anlaşılması zor belirtilerinden biri olduğundan risk faktörlerinin farkında olmak ve birlikte değerlendirmek önemli bir konu.
Kalbinizin sesine kulak verin ve bu tür sinyalleri görmezden gelmeyin!
Vücudumuz hakkında öğrenmek isteyebileceğiniz diğer içeriklerimiz: